17.7.10

Hacı Abilerin anısına..

Dar Alanda Kısa Paslaşmalar. Türk yapımı bir futbol filmi. Ben bu filmi tam 8 yıl önce izlemiştim. O zamanlar amatör bir futbol takımın alt yapısında, başarılı bir futbolcuydum. Geçtiğimiz günlerde tekrar izledim. Öncelikle film hakkında konuşmak istiyorum. The Damned United, Football Factory, Goal serisi ve Green Street Hooligans filmlerini de bu film kadar dikkatle izledim. Ancak Dar Alanda Kısa Paslaşmalar'dan aldığım tadı hiç birinde alamadım. Belki kurgu olarak, sanatsal anlamda, senaryo ve oyunculuk bazında bu saydıklarım çok daha iyi olabilir. Ama filmde anlatılmak istenen duyguyu, ben bu filmde 8 yıl önce de şu zamanda da çok daha iyi aldım. Gerçekten başarılı ve her Türk futbolseverin izlemesi gereken bir film.

Filmde Esnafspor isimli amatör takıma varını yoğunu koyan mahalleli anlatılıyor. Özellikle Savaş Dinçel ustanın canlandırdığı 'Hacı Abi' karakteri ön planda. Kendisini tekrar güzel bir biçimde analım burda. Filmi izledikten sonra benim aklıma yıllar önce Eskispor' da oynarken, hocamız olan Şinasi Yeşilçim geldi. Kendisi de şu an bu dünyada değil. Onun da ruhu şad olsun.

Eskispor; Eskişehir' in su işleri idaresinin takımıydı. Benim altyapısında oynadığım dönemde takım 3. lige kadar yükselmişti. Teknik Direktörlüğünü efsane futbolcularımız; Fethi-Nihat-Ender' in Nihatı, Nihat Atacan yapmıştı. Metehan isimli forveti unutmak mümkün değil. Mehmet Yıldız' ın farklı versiyonuydu. O sene özellikle şehir benimsemişti Eskispor' u. Maçlarında Eskişehir Atatürk Stadı'na kapalı tribününe gelirdi taraftarlar. Biz de maçlarda top toplayıcılığı yapardık. Ayrıca yaş grubumuzda başarılı maçlar da çıkarmıştık. Daha sonra 2006 yılındı kapatıldı takım.

Şinasi Yeşilçim' e gelelim. Soyadından anlaşılacağı gibi yeşil çime aşık bir insandı. Bu yüzden bu soyadını aldığını söylerdi hep. Aslında kendisini çok iyi hatırlamıyorum. Hem yaşım ufaktı hem de aradan 8-9 yıl geçti. Ancak bende iz bırakan insanlardan biri oldu. Tıpkı Dar Alanda Kısa Paslaşmalar filmindeki Hacı Abi gibi..

Altyapıyla ilgilenenler bilir. Yaz aylarında bir hücum olur alt yapıya. Her yaştan çocuk futbol oynamak ister. Ancak kışın aynı derecede kaçılır takımlardan. Takım çok profesyonel değilse, tutamaz elinde çocukları. Hatta kış aylarında antreman bile yapılmadığı günler olur. Öyle günleri sık yaşadığımız bir kış mevsimiydi. İyi hatırlıyorum antreman zamanı cumartesi sabahı saat 9'du. Ancak başka zaman yoktu benim yaş grubum için. Eskişehir' in de ayazı beterdir. Hiç kimse o havada hafta sonu evde televizyonda çizgi film izlemek varken kalkıp o soğukta antremana gelmez. Yine böyle bir kış günüydü işte; ama hava gerçekten çok soğuk, kuru Eskişehir ayazı. Ben her zamanki gibi Şinasi Hoca ve takımda oynayan torunuyla birlikte saat 8 de açıyorum klüp binasını. Saat 08.30' a kadar bekliyoruz. Ne gelen var ne giden. Daha sonra bizim gibi 3 deli daha çıktı geldi. 5 kişiydik. 12-13 yaşlarında 5 kişi. Biz eve gideriz diye üstümüzü değiştirmiştik. Ancak Şinasi Hoca yanımıza geldi. Sağlam bir şekilde azarladı bizi. Giyin üstünüzü antremana gidiyoruz dedi . Biz giydik üstümüzü. Daha sonra 5 kişiyle gittik o havada tam 5 saat antreman yaptık. Takip eden haftada da aynı senaryo yaşandı. Bu 65 yaşındaki amca, hatta dede, bizleri kaybetmemek adına her hafta o yaşında geliyor, klüp binasını açıyor, 20 dakikalık otobüs yolculuğundan sonra antremanı yaptırıyordu. Ayrıca oyun da oynamıyorduk çocuğuz diye. Ağır antreman yaptırıyordu toplu ve topsuz. Gayet kaliteli futbol bilgisi veriyordu mevkiilerimiz hakkında. Elimize birer cep kitabı vermişti. Her hafta bize oradan sorular soruyordu, tatlı sert biçimde cezalandırıyordu bilemediğimiz sorularda. Ben o zaman öğrendiğim herşeyi çok iyi hatırlıyorum. Belkide bu hoca sayesinde maçları izlerken orta-şut-gol olarak değil de, profesyonel bir gözle izliyorum. Futbolcuların mental özelliklerine, saha içinde ve pozisyon sırasında aldıkları poziyonlara dikkat ediyorum. Ufkum o yaşta genişlemişti futbol anlamında.



Yaz mevsimi gelene dek bu şekilde 5-6 kişiyle antreman yapmıştık. Daha sonra kendisi hastalığından dolayı bıraktı ve hastalığı sonucu vefat etmişti yanlış hatırlamıyorsam. 65 yıllık ömrü hakkında hiç bir bilgim yok. Ancak o 4-5 aylık dönemde beni de kendisine hayran bıraktı. O yaşta öyle bir azim ve istekle bize bir şeyler öğretmeye çalıştı. Bizi kazanmaya çalıştı. Biz zaten daha sonra özel sebepler sonucu bıraktık futbolu. Okulumuza yöneldik. Hayal ettiğimiz meslekten uzaklaştık. Ben yirmi küsür yıllık ömrümde o tarz bir futbol emekçisi tanımadım daha sonra. Belkide tanımayacağım. Böyle filmlerde göreceğim anca.

Futbolumuzu ileri götürecek olan Hacı Abilerdir. Bu tarz futbol emekçileridir. Zeki, çevik ve ahlaklı sporcu yetiştirecek olan Hacı Abiler ve Şinasi YEŞİLÇİM' lerdir. Burdan bir kez daha hepsininin ellerinden öpüyorum. Futbol endüstriyel olunca değil, emekle bezenince güzeldir. Futbol para değildir, futbol emektir. Futbol formadaki teri ve yırtıkları görebilmektir. Gol atınca formayı çıkarıp sallamak değildir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder