Fotoğrafı kimin çektiğini bilmiyorum, Facebook'ta gördüm. 26 Temmuz'da oynanan rövanş maçından, İskoçya'dan bir kare. Tam 7 gün öncesinde Eskişehir'de yaşadıklarının etkisinden çıkamamış güzel insanların güzel eseri. Bir ay öncesine kadar, bırakın Eskişehir'i; Türkiye hakkında dahi pek bir bilgi sahibi olmayan bu insanlar Eskişehir'de öyle etkileyici hisler yaşamış olmalı ki, İskoçya'daki maçın sabahında çocuklarına St. Johnstone formalarını giydirdikten sonra yüzlerinin yarısını kendi renklerine, diğer yarısını siyah kırmızı boyamışlar. Benim nazarımda bu fotoğrafın kıymeti hiç bir değerle ölçülemez, buna şampiyonluk da dahil!
Her Eskişehirspor taraftarı aynı zamanda gönüllü bir misyonerdir. Başta ailesi olmak üzere, çevresinde ne kadar çocuk varsa sürekli olarak Eskişehirspor'un yaşattığı o tarifi imkansız duyguyu alttan yetişen nesle hissettirmek için elinden gelen gayreti gösterir. Doğum günü gibi fırsatları bahane ederek formalar, atkılar alır. Ailesini ikna ederek tutar delikanlının elinden maça götürür, o havayı solusun ki, Eskişehirspor ile arasında koparılması imkansız bir bağ oluşsun ister. Sonunda da kuvvetle muhtemel başarır bunu. Zaten yaşı biraz ilerleyince o da çekirdekten yetişme bir Eskişehirsporlu, gönüllü bir misyoner olacaktır.
Bu güzel döngüyü anlayabiliyorum, yıllardır süregelen bir geleneğin kısır döngüsü. Eskişehirsporlu nesiller yetişmesinin pek de gizli olmayan formülü çünkü. Peki ya, yukarıdaki fotoğraf? Bunu bana kim, nasıl izah edebilir? Bir misyoner faaliyetten çok daha fazlası var o fotoğrafta. Saatlerdir tekrar tekrar bakıyorum da... Biz ne yapmışız böyle?
Şu fotoğrafta doğrudan yada dolaylı olarak emeği olan tüm güzel insanlara selam olsun!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder