7.4.11

Sporda Şiddet Yasası


Sporda Şiddet Yasası TBMM'den jet hızıyla geçti. Artık meşale yakan hapis yatacak, küfür eden 1500 TL para cezasına çarptırılacak. Ve daha bunlar gibi çok madde var.

Tribünlerde şiddet hiç kimsenin istemediği bir durum. Ancak her sosyal alanında olduğu gibi tribünde de şiddetin tamamen giderilmesi adına insanların boğazına yapışmak gereksiz. Bu yasa daha taslak halindeyken ilgili komisyon başkanı "Hayalimiz herkesin oturarak maç izlediği stadyumlar yaratmak." demişti. Bu dönüşümü İngiltere çok önceden, Premier League kurulmasıyla birlikte yaşamıştı. Bunu takip eden süreçte holiganlar ve dolayısıyla tribün grupları bir bir dağılmış, yerine "paralı müşteri" olarak adlandırılabilecek seyirci kitlesi gelmişti. Tabi futbolun gitgide daha endüstriyel bir hal almasının sonucuydu bütün bunlar. Ancak bu, kulüplerin gerçek sahipleri olan işçi kesimin stadyumlardan tamamen uzaklaşıp publara yerleşmesine neden olmuştu.

Bunu anlatmamın sebebi Sporda Şiddet Yasası'nın en önemli gerekçesi olarak "Kadın ve çocukların stadyumlara girememesi."nin gösterilmesi. Oysa şu an İngiltere'de çocuğunuzu bir maça götürmeniz hemen hemen imkansız. Çünkü her koltuğun bir sahibi var. Ve tabi ki yanınızdaki koltuğun da. Ya çocuğunuza sezon başında kombine alacaksınız, ya da -bilet bulabilirseniz- ayrı ayrı yerlerden maçı takip edeceksiniz. Yani bence asıl mesele kadın ve çocukların maça gelememesi değil.

Şenol Güneş'in bir sözü var: "Önceden futbolu fakirler oynar, zenginler seyrederdi. Şimdi zenginler oynuyor, fakirler seyrediyor." Bence değiştirilmek istenen işte bu. Artık futbol zenginlerin oynayıp zenginlerin izlediği bir oyun haline getirilmek isteniyor. Gelir seviyesi düşük olanlar ise bu ortamdan tamamen uzak bir şekilde ekran önüne konulacak. Zaten bu o kadar aleni bir şekilde görünüyor ki. Başbakan'ı ıslıklayan sıradan taraftar kameralarla tek tek tespit edilirken sahaya rakı, votka şişesi atanlar nedense bir türlü tespit edilemiyor.

Gelelim meşale ve küfür gibi şeylere verilecek cezalara. 2009'da Ali Sami Yen Stadyumu'nda oynadığımız maç esnasında meşale yaktığı gerekçesiyle apar topar göz altına alınan arkadaşım Çağrı yaklaşık 1000 TL cezaya çarptırıldı ve şu an hala davası görülüyor. Ancak işin ilginç yanı, onun meşaleyle hiçbir alakasının olmaması, hatta yıllar sonra ilk kez maça gelmesiydi. Yani bu olay, bir tane işgüzar polis memurunun arkadaşın tipini beğenmeyip "Ben gördüm şu yaktı." demesiyle 2 sene süren bir hukuki angaryaya dönüştü. Şayet o polis SŞY'den sonra bu işlemi yapsaydı Çağrı geçen sene ceza evinden yeni çıkmış olacaktı.

Özetle, Sporda Şiddet Yasası; Türkiye'de zaten pek de yaygın olmayan tribün kültürünü bitirmeyi, futbolu daha da endüstriyelleştirmeyi amaçlayan göz boyayıcı bir yasadır. Bu yasayı çıkaranların da gün aşırı birbirlerinin "şerefsiz" ve "gerizekalı" olduklarını iddia eden, 15-20 günde bir de birbirine tekme-tokat saldıran insanların olması oldukça düşündürücü...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder