Herkes kadar merakla takip ettiğim TT Arena açılışında ve devamında yaşanan "futbol - siyaset - demokratik hak" üçgeninde boğulmamak adına başımı kaldırdığımda karşıma çıkan görüntü beni tekrar aynı üçgene balıklama atlamak durumunda bıraktı.
Tesadüf bu ya, Toki ve Akp propagandasının ters teptiği gün bilinçli veya bilinçsiz bilmiyorum ama Eskişehir'in yerel gazetesi Sakarya'da çıkan bir haberde Eskişehirspor Kulüp Başkanı'nın Yeni Stad için yaptığı görüşmelere yer verilmiş. Haber metninin tamamına buradan ulaşabilirsiniz.
Tam "buyur buradan yak" pozisyonundayız. Halil Ünal'ın bu alkışlık hareketinin ardından, bir taraftar olarak, bize fikrimizin sorulmadığını da düşünürsek, siyasete bulaşılmasına tepki gösteren Galatasaraylılara empati kurmakta hiç zorlanmadım. Zira, yakın gelecekte aynı senaryoyla karşı karşıya kalma ihtimalimiz hayli fazla görünüyor.
Tamam, ülkemiz şartlarında (maalesef) yıllarca dayatılanlar yüzünden iktidardakilerin desteğini almadan stat yapmak deveye hendek atlatmak kadar zor. Ancak bu destek, "bizim yeni stadyuma ihtiyacımız var, hadi bize stadyum yapın biz de size bir ömür minnettar kalalım" şeklinde olmamalı. Yaparsın projeni, sunarsın gerekli mercilere (bu merciler sporla ve kamu alanlarıyla ilgilenen birimler olmalı elbette) onlar da onay verirse harekete geçersin. Eski stadyum arazisi karşılığında da yeni stadyumu üzerine alırsın. (Tamam çok düz adam yorumu oldu, ama özeti budur, teferruatını dileyen araştırıp öğrenmekte özgür elbette)
Çileden çıkma sebebi açıklama öncesinde, kendini haklı çıkartabilmek adına saçmaladığı bir cümle var ki evlere şenlik: "Statlarımızın fiziki durumu taraftar çekmeye el vermiyor. Bunun için yeni statlara ihtiyacımız var. İnsanları tribünlere çekemiyoruz" Orada bi' duracaksınız Sayın Başkanım. Eskişehirspor, tarihinde bir kaç istisnai dönem dışında sportif alanda hiç bir zaman başarılı olamadı, ancak kuruluşundan bugüne hiç sekmeden tribünü doldurması, görseller ve etkili tezahüratlarıyla onurlu yürüyüşünü sürdürdü. Gün itibariyle Eskişehirspor taraftarı olduğunu söyleyen kime sorsanız, gerekçe olarak taraftarın gücünü, etkinliğini ve güzelliğini gösterir size. Yani, öyle sandığınız gibi elverişsiz stat var diye sıcak evinde oturup televizyon izleyen insanların yaşadığı bir kent değil Eskişehir! Karla karışık yağmur sonrası balçık havuzuna dönüşen açık tribünde tam 46 yıldır yerini almış bir taraftar kitlesinden bahsederken iki kere düşünüp bir defa konuşmayı öğrenmeniz gerekli artık.
Gelelim çileden çıkma sebebi olan söyleme: "Sayın Başbakanımız stadyuma sıcak bakıyor. Yöreye (Muttalip Bölgesi) yapılacak olan yeni stadyum, kapalı spor salonu ve yüzme havuzu bölgeye hareketlilik getirecek. Gelecek haftalarda gerek temel atma töreni, gerekse konuyla alakalı olarak Sayın Başbakanımız ile bir görüşme daha yapacağım."
Altı çizili cümle zaten dereyi görmeden paçayı sıvayan zihniyetleri açık etmekte, zira bir spor kompleksi için yapılan görüşmelerde o kadar detay varken kim neden temel atma töreninin üzerinde durur, anlamak zor olmasa gerek. Kraldan çok kralcı zihniyet sürdüğü sürece dün Galatasaray Taraftarının başına gelenlerin bir kopyasını Eskişehirspor Taraftarı yaşamaya mahkumdur. Ancak, bu olay henüz tazeyken ve bize bulaşmadan gösterilecek tepki en azından karanlığa küfretmek yerine bir mum yakmak anlamına gelir, ki Eskişehirspor Taraftarının bu bilince sahip olduğuna dair güvenim tam.
Demokratik haklarını kullanıp protesto eden taraftarı fişlemekle tehdit eden, taraftarlığını sorgulayanlara tepki göstermenin gereksizliğini savunanlara, Müjdat Gezen'in usta oyunculuğuyla ders verdiği "Memlekette Demokrasi Var" filminin fragmanında geçen bir sahneyle cevap vermek istiyorum. Anlayabilene kıssadan hisse...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder